Restoratif ve Endodontik Tedavi

Restoratif ve Endodontik  Tedavi

RESTORATİF VE ENDODONTİK  TEDAVİ

Diş tedavisi, diş sert dokularında çürük ya da çürük dışı sebeplerden meydana gelen madde kayıplarını onaran, kaybolmuş olan estetik ve fonksiyonun hastaya tekrar kazandırılmasıdır. Dişlerde meydana gelen kayıplara bağlı olarak dişe uygulanacak olan tedaviye (restoratif ya da endodontik) karar verilir.

 

*Web sitemizdeki bilgiler kişileri bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışarak uygulayınız. 

TEDAVİ

Ağzımızda bulunan bakteriler tükettiğimiz şekerli besinlerin kalıntılarını parçalayarak asit oluştururlar ve asit de diş minesinin devamlılığını bozarak çürük oluşmasına neden olurlar. Oluşan çürüğe daha fazla besin artığı girer ve çürüğün giderek ilerlemesine neden olur.

Çürük mine tabakasına geçip dentin tabakasına ulaşınca dişlerde sıcak –soğuk hassasiyeti , küçük ağrılar başlar. Çürüyen kısım dişten uzaklaştırılıp dolgu yapılmazsa daha derine pulpa dediğimiz dişimizin ortasında bulunan sinir ve damarların bulunduğu bölüme ulaşır. İşte o zaman çok şiddetli ağrılar başlar ve çürüğün temizlenmesiyle birlikte sinir ve damarların pulpa odası ve kanallardan çıkarılıp kanal tedavisi yapmak gerekir. Zamanında tedavisi yapılmayan dişler kök ucunda enfeksiyona ( abse)  neden olup, ilerleyen durumlarda dişin çekilmesine neden olabilmektedir.

Diş tedavisinde kullanılan dolguların en eskisi amalgam dediğimiz dolgulardır. Son yıllarda çok konuşulan ve bu yüzden neredeyse hiç yapmadığımız amalgam dolgular civa ve gümüş karışımdan yapılmaktadır. Oldukça sağlam olan ve uzun yıllar kullanılan amalgam dolgunun içindeki cıvadan dolayı zararlı olduğu yönünde bir korku bulunmakla birlikte, cıvanın gümüşle reaksiyona girerek 2-3 saat içinde tamamen sertleşmesi sonucu artık cıva salanımı olamayacağı için sanılanın aksine zararlı değildir. Fakat amalgamın zararlı olduğu yönündeki yaygın fikir, kompozit dolguların giderek kalitesinin artması ve istenilen sertliğe ulaşması sonucu birçok hekim, hastanın da ısrarı ile amalgamı tercih etmemektedir. Son yıllarda oldukça geliştirilen cam ionomer dolgular da özellikle çocuklarda tercih edilmektedir.

Günümüzde amaç, uygulanan diş tedavilerinin hem görsel hem fonksiyonel olarak tatmin edici olmasıdır. Bu nedenle yapılan dolguların da şekil ve renk olarak doğal diş formunda olması, dolgu sınırlarının belli olmaması asıl hedeftir. Estetik dolgu malzemesi kompozittir. Şekil verilebilme özelliğinde olup halojen ışıkla sertleştirilir ve dişe kimyasal olarak bağlanır. Önceki yıllarda metal dolguların daha dayanıklı ve fonksiyonel olduğuna inanılmasına rağmen gelişen teknolojiyle birlikte malzeme içeriği sağlamlaştırılmış, daha uzun ömürlü, estetik ve sağlıklı bir yapıya geçilmiştir.

Dolguların ömrü var mıdır?

Rutin ağız bakımıyla birlikte estetik dolgularda deformasyon oluşmaz, dolgularda aralanma veya sızdırma olmaz. 6 ay-1 yıl arası kontrollerinizde  estetik dolgularınızın bakımı yapılır, cilaları yenilenir ve çok daha uzun ömürlü kalmaları sağlanır. Kısaca dolgunun ömrü, kişinin ağız bakımıyla bağlantılıdır.

Dolguları zamanla değiştirmek gerekli midir?

Hayır, dişlerinizin rutin bakımı yapıldığı müddetçe dişte tespit edilen bir çürüme yoksa estetik dolguyu değiştirmek gerekmez.

Estetik dolgu mu yoksa porselen kaplama mı yaptırmalıyım?

Mümkün olduğunca dişin doğal yapısının korunmasından yanayız. Büyük çürümeler veya kırılmalar nedeniyle dayanıksız kalan dişlerin öncelikli olarak estetik dolguyla ne derece sağlamlaştırılabileceği değerlendirilir. Kompozit teknolojisindeki gelişmeler sayesinde, eskiden porselen kaplama yapılması gereken çoğu dişin günümüzde uzun yıllar sadece dolguyla devamlılığı sağlanır.

*Web sitemizdeki bilgiler kişileri bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışarak uygulayınız.

ÇÜRÜK OLUŞUMU 

Diş çürükleri ve diş eti hastalıkları, ülkemizde ve tüm dünyada en sık karşılaşılan sağlık sorunlarının başında gelmektedir. Kişinin ağız ve diş sağlığını korumaya yönelik davranışlar kazanması halinde ağız ve diş sağlığı problemlerinin büyük bir ölçüde önüne geçmek mümkündür.

Diş çürüğü birden fazla etkene bağlı oluşur. Dişlerin üzerinde ince bir film tabakası şeklinde bulunan plak içerisindeki bakteriler, karbonhidratlı gıdaları sindirirler ve bu durumun sonucunda ağız içi pH’ı hızla asidik yönde ilerlemeye başlar. Sonuçta asidik ortamda diş yapısında meydana gelen demineralizasyon sonucunda dişlerde çürük oluşmaya başlar. Demineralizasyon süreci, kişinin diş yapısı, tükürük bileşimi gibi bireysel özelliklerine bağlı olarak kişiden kişiye değişmektedir.

Dişler üzerindeki bakteri plağının düzenli olarak temizlenmemesi, diş çürüklerinin yanı sıra diş eti hastalıklarını da beraberinde getirecektir. Bakteri plağının üzerine zamanla minerallerin çökelmesi ile oluşan diş taşları, diş eti hastalıklarının en başta gelen sebeplerindendir. Diş taşlarının varlığı öncelikle diş etlerinde iltihaplanmaya sebep olurken, ilerleyen zamanlarda dişlerin destek dokularının kaybedildiği daha ciddi sağlık problemlerini beraberinde getirecektir.

*Web sitemizdeki bilgiler kişileri bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışarak uygulayınız.

Endodonti

Dental pulpa nedir ?

İçinde damarları, kan hücrelerini ve bağ dokularını barındıran yumuşak bir dokudur. Dişin içinde yeralır ve dişin kronundan kök ucuna ve çene kemiğine kadar uzanır.

Pulpa hastalandığında neler olur?

Pulpa zarar görüp hastalandığında ve kendini iyileştiremediğinde ölür. Pulpa ölümü en çok kırık bir dişe veya derin bir çürüğe bağlı olarak gelişir. Her iki durumda da bakteriler pulpaya ulaşmakta ve bir enfeksiyona neden olmaktadır. Eğer bu enfeksiyon tedavi edilmezse, kök uçlarında ve çene kemiğinde iltahap birikir ve abse denilen “cerahat dolu keseler” oluşur. Bu abseler ilerleyip dişin etrafındaki kemik dokusunda yıkım yapabilir.

Kanal tedavisi nedir?

Dişin içinde yer alan yumuşak damar-sinir uzantısının (dental pulpa) hastalıklarını tedavi etmek amacıyla yapılan işlemlerin tümüne kanal tedavisi denir. Yıllar önce, pulpası hastalanmış dişler ancak çekilmekteydi. Günümüzde ise, kanal tedavisi sayesinde hekimler dişleri ağızda tutarak tedavi edebilmektedir.

Kanal tedavisi nasıl uygulanır?

Tedavi, dişin durumuna göre 1-3 seans arasında sürebilir. Tedavi sırasında, diş hekimi hastalıklı pulpayı çıkarır, kök kanallarını dezenfekte eder, genişletir, şekillendirir ve son olarak da sıkıca doldurup örtüleme sağlar. Bazı durumlarda, pulpa odasına ve kök kanallarına bakterileri yok etmek amacıyla ilaç da konulabilir. Ağır enfeksiyon vakalarında, diş hekimi ağızdan da ilaç alınmasını önerebilir.

Tedavisi Sonrası üstüne dolgu mu yoksa kaplama mı yapılmalıdır?

Tedavisi sonrasında dişe eğer dişteki madde kaybı az ise dolgu yapılabilir. Ama genellikle madde kaybı çok olduğu için inley, onley veya porselen kaplama diş yaparak diş restore edilir. İnley ve onleyde dişteki çürük temizlenir ve dişin eksik olan kısmının ölçüsü alınır. Ölçü üzerinde dişin dolgusu yapılır. Dolgu maddesi olarak porselen veya kompozitler kullanılır. yapılan diş dişe uyumlandıktan sonra dolgu maddesi ile dişe yapıştırılır. Onley ve inleyler porselenden de yapılabilir. Diğer bir yöntem ise kaplamadır. Diş metal porselen veya zirkonyum porselenden yapılabilir.  Kanal tedavisi sonrasında dolgu veya kaplama yapılana kadar hastanın buna dikkat etmesi sert şeyler yememesi gerekir. Sert şeyler yendiğinde dişte az veya çok kırılma görülmesi çok sıktır.

Tedaviden sonra ağrı olur mu?

Tedaviden sonra genellikle bir kaç gün dişte ağrı oluşabilir. Baskı ile oluşan hassasiyet normaldir. Ender de olsa tedavisi sonrası hastaya antibiyotik verilebilir. Ağrı için ağrı kesiciler önerilir. Bazen çok karşılaşmasak da Flare up veya alevlenme dediğimiz akut enflamasyon tablosu oluşur. Bu tabloda hastada çok şiddetli baskı ve dokunmada ağrı görülür. Çoğunlukla kendiliğinden geçse de geçme esnasında hastada ciddi rahatsızlığa neden olur. Hastalar bu dişin uzadığını hissederler. Ağrı oluştuğunda ağrı kesiciler ağrının kontrolünde önemlidir.

Tedavisi Başarısız Olursa ne Olur?

Kanal tedavisi eğer ilk defa yapılıyorsa yüksek başarı oranı olan bir tedavi şeklidir. Bazen çeşitli nedenler ile kanal tedavisi sonrasında dişteki ağrı geçmeyebilir. Bazen de kontrol sürecinde dişin kökünde iltihap görüntüsü oluşur işte bu iki durumda da dişlere yapılan kanal tedavisinin tekrarı yapılabilir. Bunun da yetersiz olması halinde dişin kökündeki iltihap cerrahi yöntemle çıkartılır. Kanal tedavisi yapılması gereken durumların bir tanesi de kök ucundaki iltihap veya kistlerdir. İltihap ve kist oluşmuş dişlere öncelikle kanal tedavisi yapılır. Hasta röntgen kontrolünde tutularak dişin kökündeki iltihabın geçmesi kontrol edilir. Kök ucundaki iltihabın kaybolmaması halinde cerrahi müdahale ile dişin kökündeki iltihap çıkartılır.

*Web sitemizdeki bilgiler kişileri bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışarak uygulayınız.