- Diş Eti Hastalıkları
- DİŞETİ HASTALIKLARININ OLUŞUMU VE SINIFLANDIRILMASI
- DİŞ ETİ HASTALIKLARI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
- PERİODONTAL CERRAHİ TEDAVİ TİPLERİ NELERDİR VE NASIL YAPILIR?
- PERİODONTAL CERRAHİ TEDAVİ SONRASI TAKİP SÜRECİ NASIL OLMALIDIR?
Diş Eti Hastalıkları
Diş eti normal şartlarda dişin kuron\taç denilen kısmını boyundan saran, gülkurusu – açık pembe renkte, hafif temas ile kanamayan, yakından bakıldığında portakal kabuğu gibi pütürlü bir yüzeyi olan bir dokudur. Dişetinin bu şekilde sağlıklı kalabilmesi için bireyin ağız bakımını ideal şekilde yapması ve düzenli olarak diş hekimine kontrollere gitmesi gereklidir.
Ağız bakımı; diş fırçalama ve ara yüzlerin temizliği ile yapılır. Bunlara ek olarak diş hekimi gerekli görürse gargara veya ağız duşu önerebilir.
Diş fırçalama işlemi sabah kahvaltıdan sonra ve akşam yatmadan hemen önce olmak üzere günde iki kez yapılmalıdır. Fırçalama, diş hekimi kişiye özel olarak farklı bir şekilde önermezse, fırçanın yarısının dişetine, yarısının da dişlere teması sağlanarak yuvarlak hareketlerle yapılması şeklinde gerçekleşir. En sık yapılan hata, hızlı, sert ve bastırarak yapılan ileri-geri şeklindeki hareketlerle fırçalamadır. Bu teknik hem yeteri kadar etkili temizliği sağlayamazken, dişetine verdiği hasardan dolayı da dişeti çekilmesine sebep olabilmektedir. Yuvarlak hareketlerle dişeti temaslı fırçalama işlemi özellikle alt çenede dile bakan yüzeyleri temizlerken özenle gerçekleştirilmelidir. Ön dişlerin arkasını fırçalarken, dişeti temasının kolaylaştırılması için diş fırçası dik tutulmalıdır. Dilin gergin olması fırçanın en arka azı dişlerine ulaşmasına engel olabileceği hatırlanarak bu bölgelere de özen gösterilmesi gerekmektedir. Yine üst azı dişleri fırçalanırken ağzın tam açık olması bu bölgedeki kasların fırçanın yerleşmesine izin vermemesine neden olur; ağız yarım açılarak fırça yanak ile dişler arasına yerleştirilir ve yuvarlak hareketlerle dişeti temaslı fırçalama gerçekleştirilir. Fırçalama işlemi yaklaşık 3-4 dakika sürmelidir. Elektrikli fırçalar el becerisi azalmış, özürlü, yaşlı kişilere özellikle tavsiye edilirken tüm bireylerin kullanılmasında sakınca yoktur, fakat kontrolsüz bir şeklide baskı uygulanması yine dişetine hasar vererek çekilmeye sebep olabilmektedir. Bu yüzden dişeti çekilmesi olan hastalarda tavsiye edilmemektedir.
Dişlerin ara yüzlerinin temizliği dişipi ve diş arası fırçaları ile yapılmaktadır. Genel olarak dişipi dar alanları diş arası fırçası geniş boşluklar (implant çevresi, köprü altı, aralıklı dişler) için tavsiye edilse de her ikisinin de ayrı avantajları vardır. Dişipi dişetinin altına girerek bu boşluğu temizleyebilmekte, diş arası fırçası ise bazı dişlerin anatomik yapılarından dolayı var olan içbükey yüzeylerde saklanan plağı uzaklaştırabilmektedir. Farklı dişipleri ve diş arası fırçaları arasından kişiye uygun olanı diş hekimi tarafından belirlenebilmektedir.
Gargara ve ağız duşu ağız bakımına faydalı birer destek olmalarına rağmen diğer bakım araçlarının yerine geçmezler. Bunlar kullanılsa da mekanik olarak dişlerin üzerindeki plağın uzaklaştırılması gerekir.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışarak uygulayınız.
DİŞETİ HASTALIKLARININ OLUŞUMU VE SINIFLANDIRILMASI
Dişlerin üzerinde yemek artıklarının birikmesi ile mikroorganizmaların çoğalması söz konusu olursa (plak oluşlumu) bu durum dişetinde iltihaba neden olmaktadır. İltihaplı dişeti, normale göre daha koyu renkli – kırmızı, kolay kanayan – örneğin diş fırçalarken, parlak yüzeyli ve şiştir. Diş çevresi destek dokular; diş eti, diş kökü, çene kemiği ve dişin kökünü çene kemiğine bağlayan liflerdir ve bu yapı “periodonsiyum” adını alır. Eğer iltihap derin dokuları etkilememişse buna gingivitis (dişeti iltihabı) denir. Genellikle hastanın kendi bakımı ve profesyonel bir temizlik ile durum geriler ve dişetleri sağlıklı hale gelir.
Dişeti iltihabı – Gingivitis, tedavi edilmezse kişinin genetik alt yapısı da buna yatkınsa, durum daha derin dokuları etkileyerek; diş çevresi dokuların iltihabı anlamına gelen periodontitis ortaya çıkar. Periodontitiste diş eti ile birlikte yukarıda belirtilen diğer dokuların da etkilendiği durumlar “periodontitis” olarak tanımlanır. Periodontitisin belirtileri; diş etinde kanama, kırmızı/mavimsi-morumsu renk değişikliği, diş eti çekilmesi, diş eti büyümesi, dişlerde yer değiştirme, aralanma, uzama, sallanma, abse oluşumu, hassasiyet ve kötü ağız kokusudur. Ağrı genellikle abse oluşumu ile birlikte görülür. Sonuçta periodonsiyumda enfeksiyon, estetik bozukluk, çiğneme kaybı ve yapılacak protezleri taşıyamayacak hastalıklı ve desteği azalmış bir alt yapı meydana gelir.
Kronik periodontitis
En sık görülen periodontitis tipidir. Erişkin yaştaki bireylerin çoğunda mevcuttur. Çok yavaş ilerler, belirtileri geç ve zor farkedilir veya normal zannedilerek önemsenmez. Bu nedenle bazen tedavide geç kalınmış olunabilir. Dişi çevreleyen destek dokuların enfeksiyonu ve yıkımıdır. Sırasıyla diş eti, diş etini dişe bağlayan ve diş kökünü diş kemiğine bağlayan lifler ve diş kemiği eriyerek cep meydana gelir. Diş eti altındaki kök yüzeyi üzerinde mikrobiyal dental plak ve diş taşları, aynı zamanda cep boşluğu içinde bakteriler ve yiyecek artıkları birikerek ve çoğalarak bu enfeksiyonun daha derin dokulara ilerlemesine ve dişin kemik desteğinin azalmasına neden olur.
Belirtileri; koyu kırmızı, morumsu diş eti rengi, diş eti çekilmesi/büyümesi, dişlerde aralanma, uzama, dönme, sallanma, fonksiyon bozukluğu, dişler arasına ve cepler içine yiyecek artıklarının dolması, abse oluşumu, ağız kokusu, estetik bozukluk olarak sıralanabilir. Başlangıç ve orta düzeydeki kronik periodontitis cerrahi olmayan yöntemlerle tedavi edilirken, ileri düzeydeki kronik periodontitis ilave cerrahi yöntemlerle tedavi edilir. Diyabet gibi bazi sistemik hastalıklar ve bağışıklık sistemini etkileyen hastalıklar, stres ve sigara gibi faktörler kronik periodontitisin şiddetini ve tedaviye verdiği yanıtı etkiler.
Agresif periodontitis
Daha az sıklıkla ama daha şiddetli şekilde ve genç bireyleri etkileyen periodontitis tipidir. Bu durum kalıtsal da olabilir. Bireyler sistemik olarak sağlıklıdır. Yerel ve yaygın olmak üzere 2 tipi vardır. Yerel tipinde diş eti ile ilişkili klinik belirtiler az, ama cep derinliği ve kemik yıkımı ileri boyuttadır. Yaygın tipinde ise, hem klinik belirtiler de fark edilebilir düzeydedir hem de kemik kaybı daha çok sayıda dişi etkilemiştir. Tedavisi kronik periodontitise göre daha zor ve karmaşıktır.
Sistemik hastalıklarla birlikte görülen periodontitisle
Periodontitis; bazı kan hastalıkları, metabolik hastalıklar, genetik hastalıklar ve bağışıklık sistemini etkileyen hastalıkların ağız içi belirtisi olarak da görülebilir. Tedavisi tip doktoruyla beraber yürütülür.
Nekroz oluşturan periodontal hastalıklar
Dişler arasını dolduran üçgen şeklindeki diş etinin tepesinden başlayarak diş etinin yok olmasına(nekroz) ve tedavi edilmediğinde ilerleyerek kemik erimesine yol açan periodontal hastalıklardır. Sigara içenlerde, psikolojik stres altında olanlarda, ağız hijyeni çok kötü olanlarda, AIDS hastalarında daha sıklıkla görülür. Hastalar şiddetli ağrıdan şikayet ederler.
Diş eti absesi ve periodontal abseler
Diş etine batan yabancı maddeler diş etinde abse meydana getirir. İlgili bölgede kırmızı renk, şişlik ve hassasiyet vardır. İleri kemik erimesi olan ve tedavi edilmemiş vakalarda ise periodontal cep içindeki bakteri sayısının artması ile derin dokuları etkileyen periodontal abseler meydana gelir. Ağrı, şişlik, kırmızı – morumsu renk, kanama, cerahat akışı gibi belirtiler gösterir.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışarak uygulayınız.
DİŞ ETİ HASTALIKLARI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Periodontal hastalıklar, büyük bir oranda önlenebilen ve kontrol altına alınabilen hastalıklardır. Tedavi; iyi ağız hijyeninin sağlanmasına, doğru ve erken tanıya ve doğru tedavi yaklaşımlarına bağlıdır. Bu nedenle hem hastanın hem de hekimin tedaviye aktif olarak katılımı gerekir.
PERİODONTAL TEDAVİ YÖNTEMİNİN AŞAMALARI NELERDİR?
Periodontal tedavide en önemli aşama enfeksiyonun ortadan kaldırılması ve hastanın etkili ve düzenli bir şekilde diş eti, diş ve dişler arası temizliği uygulayarak ağız sağlığını koruyabilmeyi öğrenmesidir. Enfeksiyonun ortadan kaldırılması; hastalığa sebep olan mikrobiyal dental plak, diş taşı ve diş taşının tutundugu kök yüzeyinin hekim tarafından temizlenmesi ve hastanın bu durumu koruması ile mümkündür. Bu işlem “başlangıç tedavisi” adını alır, her tip periodontal hastalığın tedavisinde vazgeçilmez aşamadır ve vakanın durumuna göre 3-4 seansta gerçekleştirilir.
BAŞLANGIÇ TEDAVİSİNDE NELER YAPILMAKTADIR?
Başlangıç tedavisi sırasında kötü ve taşkın dolguların yenilenmesi, çürük dişlerin doldurulması, diş eti kenarı ile uyumu ve şekli doğru olmayan protezlerin düzeltilmesi gibi bakteri tutunmasını kolaylaştırıcı yerel faktörlerin uzaklaştırılması, kanal tedavileri ve varsa ümitsiz dişlerin çekimi gerçekleştirilmelidir. Ayrıca sistemik bir hastalığın varlığında tıbbi konsültasyonlar da bu safhada yapılır. Bu aşamada olası protezler için planlama yapmak da gereklidir.
BAŞLANGIÇ TEDAVİSİ İLE İYİLEŞME SAĞLANAMAYAN DURUMLARDA NELER YAPILMAKTADIR?
Periodontist başlangıç periodontal tedavi aşaması ile tam olarak tedavi edilemeyen bir durum tespit etmişse periodontal cerrahi işlemler önerecektir. Başlangıç periodontal tedavi sonrasında kalan cep derinlikleri, diş eti büyümeleri ve çekilmeleri, kemik erimesinin varlığı ve şekli, diş eti miktarı gibi veriler alınacak kararı etkiler. Tüm periodontal hastalıklar ve defektler aynı cerrahi işlemlerle tedavi edilemezler. Tedavi seçimindeki belirleyici faktörler, hastaya ve dokuya ait özellikler ve mevcut periodontal hastalığın seyri ve yaygınlığıdır
CERRAHİ PERİODONTAL TEDAVİNİN ANA AMACI NEDİR?
Cerrahi periodontal tedavinin ana amacı; cep derinliklerini ortadan kaldırmak, kemik-diş eti ve diş ilişkisini orjinaline benzetmeye çalışmak, böylece hastanın ve hekimin kolay temizleyebileceği bir ortam yaratmaktır. Bu nedenle “düzeltici tedavi” olarak da isimlendirilir.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışarak uygulayınız.
PERİODONTAL CERRAHİ TEDAVİ TİPLERİ NELERDİR VE NASIL YAPILIR?
Operasyonlar lokal anestezi altında yapılır. Gerektiğinde operasyon öncesinde tıbbi konsültasyonlar ve tetkikler istenir.
– Gingivektomi
Sadece diş etini ilgilendiren bir işlemdir. Diş eti cebinin ve diş eti büyümelerinin ortadan kaldırılması için bir miktar diş etinin kesilip çıkarılmasıdır. Böylece hastalığın ilerlemesi durur, hasta kolay temizleyebilecegi ve daha estetik bir diş etine sahip olur .
-Flep operasyonu ve kemik cerrahisi işlemleri
Hem diş etini hem de altındaki destek dokuları ve kök yüzeylerini ilgilendiren bir işlemdir. Kemik erimesi olan vakalarda uygulanır. Bu teknikle diş etinin uygun bir şekilde kaldırılarak alttaki dokulara ulaşılması ve tedavisi sağlanır. Kök yüzeylerinin tam olarak temizlenmesi ve cep derinliği azaltma işlemi ana amaçtır. Daha önce de bahsedildiği gibi derinleşen cepler içerisindeki bakteriler daha fazla kemik yıkımına dişin kaybına yol açacağı için bu ceplerin ortadan kaldırılması önemlidir. Operasyondan sonra cep derinlikleri azaltılmış veya ortadan kaldırılmış olur, böylece hastanın ev bakımı ve hekimin profesyonel kontrolleri kolaylaşarak periodontal sağlığı idame ettirmek mümkün hale gelir. Hasta doğal dişlerini koruyabilir ve ceplerden kaynaklanan enfeksiyon nedeniyle meydana gelen genel sağlık problemlerinden de korunmuş olur.
Flep operasyonu sırasında alttaki kemik dokusuna da müdahale edilir. Bu işlemler “kemik cerrahisi işlemleri” adını alır. Flep operasyonu sırasında diş eti kaldırıldıktan sonra, ölü yumuşak dokular, kök yüzeyleri ve ayrıca kemik içinde meydana gelen ceplerin içleri temizlenir. Böylece ameliyat sırasındaki mevcut kemik şekli değerlendirilmiş olur. Daha sonra ya rezektif tekniklerle kemik şekli düzeltilerek orijinal şekline benzetilmeye çalışılır, ya da rejeneratif yöntemlerle kemik onarımı gerçekleştirilerek ve kemik içi cepler doldurularak orijinal kemik seviyesine getirilmeye çalışılır. Bu teknikte doğal veya yapay kemik tozları, bunların üzerini örten membranlar, protein yapısındaki maddeler gibi çeşitli materyaller kullanılır. Çoğu vakada rezektif ve rejeneratif teknikler birlikte uygulanır. Kemik şeklinin düzeltilmesi üstteki diş eti dokusuyla sağlıkliı ilişkisi açısından önemlidir.
-Mukogingival cerrahi
Ağız içi yumuşak dokuları ilgilendiren işlemlerdir. Yetersiz yapışık diş eti yüksekliği, diş eti çekilmesi, yüksek kas bağlantıları varlığında uygulanır. Böylece hastanın ağız bakımını sağlayabileceği doğal ortam ve protezli dişlere destek olacak yeterli diş eti miktarının sağlanması, estetik ve hassasiyet problemlerinin giderilmesi amaçlanır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışarak uygulayınız.
PERİODONTAL CERRAHİ TEDAVİ SONRASI TAKİP SÜRECİ NASIL OLMALIDIR?
Vakanın durumuna göre cerrahi olmayan ve cerrahi olan tedavilerden sonra elde edilen periodontal sağlığın korunması ve hastalığın tekrarının önlenmesi amacıyla hastalar düzenli aralıklarla kontrol programına alınırlar. Başarılı bir periodontal tedavi sonrasında, idame tedavisine alınmayan ve kendi ağız bakımını sağlamayan hastalarda kısa sürede doku yıkımı tekrar başlar ve hastalık belirtileri ortaya çıkar. (cep derinliği artar, kemik kaybı ve diş kaybı olur) Vakaya göre değişen 3-6 aylık aralıklarla hasta periodontist tarafından takip edilmelidir.
Operasyon sonrasında nelere dikkat etmeliyim?
Operasyon sonrasında en dikkat edilmesi gereken konu o bölgenin mekanik travmadan uzak tutulmasıdır. Yediklerinize dikkat etmeli ve sert besinlerden uzak durmalısınız. Operasyon bölgesinin temiz tutulması tedavinin sonucunu etkileyen en önemli faktörlerden biridir.
Tedavi sürecinde sigara kullanabilir miyim?
Operasyon öncesinde ve sonrasındaki bir haftalık iyileşme sürecinde olabildiğince sigaradan uzak durmaları gerekir.Bölgede yeni bir doku meydana geldiğinden o dokunun beslenmesi çok önemlidir ve sigara kullanımı beslenmeyi olumsuz olarak çok etkiler. Çok yoğun sigara içen hastalara diş eti tedavisi yapılması uygun değildir.
Diş eti operasyonundan sonra dikiş atılır mı, dikiş olursa kaç gün sonra alınır?
Diş eti operasyonlarından sonra genellikle dikiş atılır ve dikişler operasyondan bir hafta sonra alınır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışarak uygulayınız.