Sık Sorulan Sorular
Sık Sorulan Sorular
Ağızda tamamen sürmüş rahatça temizlenebilir durumdaki 20 yaş dişleri üzerinde herhangi bir derin çürük oluşumu yoksa çekilmelerine de gerek yoktur. Ancak diş ipi ve fırçasıyla rahatça temizlenemeyen, üzerlerinde tedavi edilemeyecek durumda çürüğü olan ve yanağa ya da dile doğru sürüp kişinin istemsiz olarak yanağını, dilini ısırmasına yol açan 20 yaş dişlerinin çekilmeleri gerekmektedir. Aynı zamanda kısmen sürmüş olan 20 yaş dişleri rahatça temizlenemedikleri için kolayca çürüyebilmekte, ağızda kötü kokuya sebep olmaktadır. Tamamen kemik içinde kalıp süremeyen 20 yaş dişleri ise hemen yanlarında bulunan ikinci büyük azı dişinin köklerine yaslanarak o dişe zamanla zarar verebilmekte veya bazen etrafında kist oluşturabilmektedir. Bunlar da doktorunuzun muayenesi sonrası karar verilerek çekimi gerçekleştirilir.
Eğer çene genişliği yeterli değilse dişler çene arkına sığmaz ve çapraşıklık olur. 20 dişleri olmayan kişilerde de çapraşıklık görülmektedir. Çünkü tüm dişlerimizin öne doğru hareket etme eğilimi vardır. dişler arasındaki temas bozukluklarında çapraşıklık söz konusu olur. Bunu düzeltmek için tedavi planlanmış ve tüm dişlerin geriye hareket ettirilmesi söz konusuysa 20 yaş dişleri çekilmelidir.
Diş çekimi sonrası çekim yerinde bir boşluk oluşur. Bu oluşan boşluğun çekimle beraber başlayan kanamayla dolması beklenir. Kanamanın devamını engellemek için çekim yapılan bölge üzerine steril tampon yerleştirilir. Yerleştirilen tamponun yarım saat süreyle ısırılması gerekmektedir. Tampon çıkarıldıktan sonra ağız çalkalanmamalıdır, tükürülmemelidir. 24 saat süreyle çok sıcak yiyeceklerin yenilmemesine , alkol-sigara ve asitli içeceklerin kullanılmamasına özen gösterilmelidir. Çekim sonrasındaki gece yüksekçe bir yastıkla yatılmalı ve kesinlikle ağrı kesici olarak aspirin ve benzeri ilaçlar kullanılmamalıdır. Doktorunuzun önerdiği ilaçlar kullanılmalıdır. Eğer cerrahi bir çekim veya zor bir çekim yapıldıysa, çekim yapılan bölgeye dışarıdan aralıklı olarak buz uygulanmalıdır. Buz doğrudan cilde uygulanmamalıdır.
Nikotin kanın pıhtılaşmasını bozacağı için kesinlikle içilmemelidir. Sigaranın damarlanma üzerindeki etkisine, savunma hücrelerinin fonksiyonunu bozmasına, kollagen sentezini etkilemesine ve iltihabi cevabı değiştirmesi nedeniyle içmemek gerekmektedir.
Gebelikte dental tedaviler için en uygun dönem 2.trimester (ikinci 3 aylık dönem, 3.ay – 6.ay arası ) dönemidir. Yine de kadın doğum uzmanından bilgi alarak tedaviye başlanabilir.
Çocuklarda dişler 5-6 aylık iken sürmeye başlar ve yaklaşık 3 yaşının sonunda ağızda toplam 20 tane süt dişi bulunur.
Gebelikte tetrasiklin, siprofloksasin ve aminoglikozidler hem bebeğin dişlerinde hem de diğer organlarında harabiyete neden olabileceğinden kesinlikle tercih edilmez.
Dişeti hastalıklarının ilk belirtisi kanamadır. Hastalığın ilerlemesi ile dişetleri pembeden kırmızıya döner. Dişetleri çekilir, diş boyları uzar, ağız kokusu
Biberon çürüğü uzun dönem sütün ya da mamanın biberonla geceleri uygu sırasında alınması sonucu oluşur. İlk dişler sürerken karbonhidrattan (serbest şeker) zengin sıvılarla beslenme de iki yaşından önce dişlerin şiddetli bir şekilde çürümesine yol açabilir.
Arka dişlerin çiğneyici yüzeyleri anatomik yapıları gereği yiyeceklerin kolayca tutunabildikleri ince yarıklar ve çukurcukları kapsarlar. Çocukların özellikle arka dişleri fırçalamada zorlanmaları nedeniyle bu dişlerde çürük oluşumu daha kolay olmaktadır. Bu yüzden dişleri çürüğe karşı korumak amacıyla dişlerin yüzeyinden madde kaldırmadan, anesteziye gerek duyulmaksızın kolayca uygulanabilen fissür örtücüler kullanılmaktadır. Şeffaf ya da opak renkte olan bu malzemeler diş yüzeyinde besin birikimini azaltmaktadır.
Çocuklarda 4 yaşına kadar flor içermeyen diş macunları kullanmalıyız. Bu yaştan önce kullanılacak flor içerikli diş macunları, fırçalama sırasında yutulacak floridin dişlerde birikmesiyle fluorozis denilen beyaz lekelenmelere yol açabilir.
Tedavi edilemeyecek kadar çürümüş olan dişlerin ağız ortamından uzaklaştırılması gerekmektedir. Süt dişlerinin yerine gelecek sürekli dişin sürmesine uzun süre varsa çekim sonrası oluşacak boşluğun korunması gerekmektedir. Çekilen bu bölgeye uygulanan apareye yer tutucu denilmektedir. Yer tutucular yapılmadığı takdirde boşluğun önünde ve arkasında yer alan dişlerin bu boşluğa doğru hareket ederek sürecek olan dişlerin yerini kapatabilirler.
Süt dişlerinin tedavisi ya da çekimi için yapılacak anestezik solüsyonlar belli anatomik bölgelere uygulandığı için sürecek olan dişlere zarar vermez.
Kanal tedavisi yapılmadan önce kanal tedavisi yapılacak diş anestezi yapılarak uyuşturulur. Dolayısıyla işlem sırasında ağrı olmaz. Ağrı anestezi tam yapılamamışsa olur. Tedavi sonrası nadiren ağrı olsa da basit bir ağrı kesici yeterli olur.
Kanal tedavisi yapılırken dişin içinde ve köklerinde bulunan sinirlerle birlikte dişi besleyen kan damarları da alınır. Tedavi sonrası diş içeriden beslenemeyeceği için yavaş yavaş renk değiştirir.
Sigaranın periodontal hastalıklardaki kemik kaybının artışında bir risk faktörü olduğu ve periodontal tedavilere karşı doku cevabını azalttığı bilinmektedir. Günde 10 adetten fazla sigara içen hastalarda, diş eti hastalıkları tedavisinin başarı oranının düştüğü bildirilmiştir. Bu durum, sigaranın damarlanma üzerindeki etkisine, savunma hücrelerinin fonksiyonunu bozmasına, kollagen sentezini etkilemesine ve iltihabi cevabı değiştirmesine bağlanmaktadır.
Özellikle diş kırığı ve dişin tamamen yerinden çıkması gibi komplike diş travmalarında, travmanın meydana gelmesiyle diş doktoruna başvuru zamanı arasında geçen süre ile dişin ya da kırık parçanın getiriliş şekli büyük önem taşımaktadır. Yerinden çıkan diş görünür bir yerdeyse, dişin kök kısmına dokunmadan tutularak temiz su ile yıkanmalıdır. Sonrasında diş, süt içerisine koyularak mümkün olan en kısa sürede (bir saat içerisinde) diş hekimine başvurulmalıdır. Diş kırıklarında ise kırılan parça temiz su ile yıkanarak süt içinde en kısa zamanda hekime ulaştırılmalıdır. Kırık diş parçaları genellikle kırık parçanın durumuna göre dolgu malzemeleri ile yapıştırılabilmektedir. Kırık parça bulunamadığında, kayıp diş dokusu bazı malzemelerle tamamlanabilmektedir.